21 Kasım 2015 Cumartesi

Grigori Yefimovich Rasputin Kİmdİr?



Rasputin, Rusya belki de dünya tarihindeki en ilginç karakterlerden biridir. Konuştuğu insanları adeta hipnotize eden inanılmaz bir ikna gücüne sahiptir. Bu gücü zamanla Çar II.Nikolay ve eşi Aleksandra Fyodorovna üzerinde de etkili olacak ve saray eşrafına katılacaktır. Adı güç, zamparalık ve seks düşkünlüğü kelimeleriyle eş anlamlı hale gelen Rasputin bu ilginç yaşam öyküsüyle Rusya tarihine damgasını vuracaktır.

Rasputin 21 Ocak 1869'da Pokrovskoye köyünde doğdu. 9 çocuktan 5incisiydi fakat kardeşlerinden sadece ablası ve kendisi hayatta kalmıştı. Köyde mistik yetenekler bahşedilmiş biri olarak bilinirdi. Bacakları kontrolsüz titrer, ayaklarını sürüyerek yürür ve ellerini hep meşgul tutardı. Bazı araştırmacılar tarafından asla açık ve anlaşılır bir cümle kuramadığı, her seferinde ya özne ya da yüklemin hatta bazen ikisinin birden eksik olduğu söylenir. Bazı araştırmacılar da bir kere duyulduğunda asla unutulamayacak bir sese sahip olduğunu iddia ederler.

Rasputin ve çocukları

Rasputin'in 2 Şubat 1887'deki evliliğinden 3 çocuğu dünyaya geldi. (İkisi genç yaşlarında öldü.) 1892 yılında aniden köyünü ve ailesini terk edip giden Rasputin birkaç ay Verkhoturye'de bir manastırda kaldı. Burada Kardeş Makary adında manastırın dışında kalan bir keşiş Rasputin üzerinde çok etkili oldu. İçki içmeyi ve et yemeyi bırakmasını sağladı. Rasputin artık dinini değiştiren bağnaz biri halini almıştı.

Kazan'da bir piskopos ve yüksek kademeli üyelerin dikkatini çekmeyi başardı. Kutsal metinleri biliyordu. Yorumları o kadar harika ve o kadar orijinaldi ki yüksek eğitimli insanlar hatta din adamları bile onu severek dinlerdi. Daha sonrasında görüştüğü Theophanes adlı başpiskopos onun kuvvetli hafızasından ve psikolojik idrakinden o kadar etkilenmişti ki ona kendi odasında kalmasını teklif etmişti. Pers mistizmine, spiritizmine ve doğa üstü güçlerine ilgi duyan prenses Milica ve kardeşi bir gün onu çağırdılar. Milica onu çar Nikolay ve eşi Alexandra ile tanıştırdı.

Nisan 1907'de II.Nikolay'ın oğlu ve tahtın varisi Aleksey Nikolayeviç Romanov yaralandı. Ölümcül bir kanaması vardı. Bu olay halka açıklanmamış devlet sırrı olarak kalmıştı. Çocukta hemofili hastalığı vardı. Bu kraliyet ailesinde görülen ortak bir rahatsızlıktı. Doktorlar bu duruma çözüm bulamadığı için çaresiz çariçe başka bir yol arıyordu. Çünkü daha gençken annesini, abisini ve küçük kız kardeşini kaybetmişti. Bu kayıplara bir de minik oğlu Aleksey'in eklenmesini istemiyordu. Çariçeye Rasputin'in çocuğu dualarıyla iyileştirebileceği söylendi. Doktorlar ise tam tersine öleceğini düşünüyordu. Rasputin çocuğun vücuduna elleriyle dokunarak tedavi etmeye başladı. Ertesi gün Aleksey önemli iyileşme belirtileri göstermeye başladı.

9 Ekim 1912'de (5 yıl sonra) Aleksey'in kanaması yeniden başlayınca çariçe, Rasputin'den tekrar yardım istedi. Bir gün sonra Rasputin'den çariçeye şu kehaneti içeren bir telgraf geldi: "Ufaklık ölmeyecek. Doktorların onu rahatsız etmesine izin vermeyin." Bir müddet sonra kanaması durdu ve şişlikleri indi. Rasputin çocuğu iyileştirdiğinde 2600 km uzaklıktaydı. Artık çarın ve ailesinin kendisine olan hayranlığı daha da artmıştı.

Rasputin'in hastanede kalırken çekilmiş bir fotoğrafı

Mayıs 1914'te Rasputin Rus politkasında etkili bir faktör haline geldiği için ona bir suikast girişiminde bulunuldu. 12 Temmuz 1917'de Rasputin bir telgrafı yanıtlamak için evinden çıkmış, işini bitirdikten sonra geri evine dönerken bir kadın aniden ona saldırdı. Yüzünü siyah bir eşarpla gizleyen bu kadın yavaşça Rasputin'e yaklaştı ve hançerini Rasputin'in karnına sapladı. Kanlar içindeki Rasputin evine getirildi. Gece yarısından hemen önce komşu kasabadan gelen bir doktor mum ışığı altında onu ameliyat etti. Rasputin altı hafta hastanede kaldı. Çar ona kendi hekimini bile göndermişti. Fakat bu olaydan sonra Rasputin hiç aynı olmadı. Sürekli şarap içmeye başladı.
Rasputin'in çoğu düşmanı şimdiye kadar gözden kaybolmuşlardı. Stolypin ölmüş, Kont Kokovtsov güçten düşmüş, Theofan ve Hermogen sürgün edilmiş ve Iliodor ise saklanmaktaydı.

I. Balkan Savaşı'ndan sonra Balkan Birliği Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalama planları yapmaktaydı. II. Balkan Savaşı sırasında çar anlaşmazlığı durdurmaya çalıştı çünkü Rusya Slav müttefiklerini kaybetmek istemiyordu. Rasputin barış görüşmelerine dahil olmaması konusunda onu uyardı. Görünüşe göre Rasputin, savaşa girip Avustralyalıları Balkanların dışına atmak için yanıp tutuşan Grand Dük Nikolas'ın düşmanıydı artık.

Rasputin hayranlarıyla doğum gününde

I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden kısa bir süre önce Rasputin, Rusya'nın Almanya'yla birlikte savaşa girmesine karşı olduğunu açıkça söyledi. Çara savaşa girmemesi için gücünün yettiği ne varsa yapması için yalvardı. Kaldığı hastaneden saraya ülkenin geleceği için korktuğunu ifade eden telgraflar gönderdi. Rusya'nın savaşa girmesi durumunda monarşinin, Romanovların ve Rus kurumlarının sonunun geleceğini söyledi. Çar ise Almanya'nın Rusya'ya asla saldırmayacağını ummuştu.

Rusya savaşın Noel'e kadar süreceğini bekliyordu fakat bir yıldan sonra doğu cephesindeki durum bir felaketti. 1,5 milyondan fazla Rus askeri ölmüştü. Büyük şehirlerde yiyecek kıtlığı yaşanmaktaydı ve Rus halkı Almanya'nın işbirlikçilerini suçluyordu. 26 Mayıs 1915'te yabancıların mülkiyetinde olan dükkanlar saldırıya uğradı. Kalabalık imparatoriçenin manastıra kilitlenmesini istiyordu. Temmuz ayında Lenin, Rus hükümetinin devrilmesini istediği bir yazı yayımladı. Ağustos 1915'te Almanya Varşova'yı ele geçirdiğinde kötü demiryolu ağından kaynaklanan silah ve cephane yetersizliğinden dolayı durum ciddi görünüyordu. Sonuç olarak Rus ordusu geri çekilmek zorundaydı. Rasputin'in kehanetleri bir bir gerçekleşiyordu.

Bu olaylardan sonra Rasputin Alexandra Feodorovna'nın kişisel danışmanı oldu. Çariçe üzerinde büyük etki kuran Rasputin, o kadar büyüdü ki Rusya'nın kaderini belirler hale geldi. Purishkevich'in söylediğine göre Rasputin'in çariçe üzerinde etkisi onu imparatorluk için bir tehdit haline getirmişti: "Cahil bir köylü Rusya'yı yönetemez artık! Rasputin hayattayken kazanamayız."

Ölümü sonrası Rasputin'in durumu

Ölümü

Yusupov, karısı Prenses İrina'nın Koreiz'den döneceğini ve Rasputin'in isterse onunla tanışabileceğini ima ederek onu Yusupov Sarayı'na davet etti. Buluştukları yer ses geçirmeyen bir odaydı. Rasputin'e çay ve bol miktarda siyanür içeren keklerden ikram ettiler; en iyi şaraplardan içirdiler. Yaklaşık bir saat sonra Rasputin sarhoş oldu. Siyanür ona hiç de etki etmemişti. Yusupov yukarı çıktı ve Grand Dük Dmitri Pavlovich'in silahını alıp geldi. Bu silahla Rasputin'i vurdu ve odadan çıktı. Mermi göğsünden girip karaciğerine ulaşmıştı. Fakat bu Rasputin'i öldürmeye yetmedi.

Bir süre sonra Rasputin gözlerini açtı ve durumun farkına vardı. Merdivenlerden yukarı çıkmaya çalıştı. Dışarıya çıkabilmişti. Çıkış kapısına ulaşmaya çalışıyordu ki bu sefer Purishkevich tarafından tekrar vuruldu. Mermi sağ böbreğine gelmiş ve omurgasına saplanmıştı. Rasputin kapıya ulaşamadan karların üzerine yığıldı.

İki vuruş da ölümcüldü. 10 ya da 20 dakika içinde ölmesi gerekiyordu fakat bedeni aniden hareket edince içlerinden biri silahını alnına dayayıp tetiği çekti.

Rasputin'in bedenini bir kumaş parçasına sarıp Krestovsky adasına götürdüler ve cesedi Malaya Nevka Nehri'ne attılar. Rasputin'in ayakkabılarından birinin köprünün sütunlarına sıkıştığını fark etmeden geri döndüler. Üstelik bir de Rasputin'in ceketi havayla dolarak cesedi sürüklemiş ve buz kütlesinin üzerine getirmişti. Bu sayede cesedi bozulmadan kalabilmişti.

Ertesi gün polis Rasputin'i aramaya başladı. Ayakkabısı köprünün altında bulundu. Bu ipucundan yola çıkan polisler Rasputin'in kendisini de nehrin yakınlarında buldular.

Yapılan otopsiye göre onu öldüren üçüncü mermi olmuştu. Vücudunda alkol vardı ama akciğerlerinde su yoktu. Ayrıca midesinde de siyanüre rastlanmamıştı.

Rasputin ölmeseydi bugün Rusya'nın durumunun bambaşka olacağı söylenir. Zaten insanoğlu elindekinin değerini hep kaybedince anlar. Biz en iyisi geçmişi bırakıp bugüne bakalım ve gözümüzün önündeki değerlerin farkına varalım.

Bonus



0 comments:

Yorum Gönder